Turkish Airlines Euroleague temsilcilerimizden Anadolu Efes, Clyburn’ün yerini NBA patentli bir forvet ile doldurdu.
Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi finalisti Anadolu Efes, sezonu G-League’de tamamlamış olan Stanley Johnson ile 1 yıllık kontrat imzaladığını duyurdu.
1.98 metre boyunda olan 1996 doğumlu Amerikalı 3 numara, geçtiğimiz sezon G-League’de Stockton Kings forması ile maç başına 27,1 dakika ortalama süre alarak, maç başına 14,2 sayı, 5,3 ribaund ve 2,7 asist ortalamaları yakaladı.
OYUNCU ANALİZİ:
Johnson, NBA’de geçirdiği sekiz yılda 449 maçta forma giyen Johnson, maç başına 6,2 sayı, 3,1 ribaund ve 1,5 asist ortalamaları ile mücadele etti. Kariyerinde ilk kez ülkesinin dışına çıkarak Avrupa macerasına başlayacak olan Amerikalı kısa forveti gelin artılarıyla eksileriyle biraz daha yakından tanıyalım. Keyifli okumalar.
Kanatta ender rastlanan bir boy, kalıp, güç ve atletik yetenek karışımına sahip. Bu kombinasyon ona özellikle birden fazla pozisyonu koruyabildiği savunmada olağanüstü bir çok yönlülük sağlıyor. Çok iyi bir savunmacı ve zaten NBA’de kilit bir savunmacı olduğunu gösterdi. Boyuna ve pozisyonuna göre sağlam bir dribblingci, bu da geçiş oyunlarında ve hızlı hücumlarda rakipler için tam bir baş belası olmasını sağlıyor. Koçları onu savunmayı keyifle yapması, rekabetçi yapısı ve yüksek motorunun yanı sıra saha içi ve dışındaki iş ahlakı nedeniyle seviyor. Ofansif olarak temeli sağlam bir oyuncu olsa da yetenekleri NBA için sınırlıydı. Geçen sezon G-Leaegue’de üç sayı çizgisinin gerisinden iyi şut atmıştı ki bu yönü NBA kariyeri boyunca hep endişe verici noktalardaydı aslında. Ama artık yay gerisinden özellikle yakala at pozisyonlarında istikrarı yakalamış gibi görünüyor. Diğer yandan hem kendisi hem de takım arkadaşları için skor fırsatları yaratabiliyor. Potaya gittiğinde, atletizmi ve fiziksel artıları sayesında çemberde güçlü bir şekilde bitirmeyi biliyor. Ayrıca cüssesi ve gücünün ribaundlarda da ona çok yardımcı olduğunu biliyoruz, özellikle savunma ribaundlarında takıma önemli katkılar veriyor.
Dış şutlar konusunda G-League sahnesindeki son sezonda iyi sinyaller verip, yüzde 39.8 gibi değerli bir isabet oranına ulaşmış olsa da bunu Euroleague gibi üst seviye bir ligde sürdürüp sürdüremeyeceği soru işareti. Çünkü G-League’in aksine NBA’de bu yüzdeleri istikrarlı bir şekilde yakalayamamıştı. Biraz daha geliştirmesi gereken bir diğer alan da karar verme mekanizması. Johnson çoğu zaman savunmaların kendisini zorladığı anlarda yanlış şut tercihleri yapıyor. Zaman zaman trafiğe girerek ya da dribbling ile kendini zor durumlara sokarak opsiyonlarını sınırlıyor ve bu da top kayıplarına yol açıyor. Daha iyi karar vermesi onu hücumda çok daha değerli kılacak, verimliliğini arttıracak.
Son derece rekabetçi ve kazanmak için gereken küçük şeyleri yapabilen bir oyuncu Johnson. Fizik, atletizm, çabukluk gibi konularda hem hücumda hem de savunmada kendisine önemli artılar sağlıyor ve açık alanda çok etkili bir silah. NBA sahnesinin aksine Euroleague’de karşısında daha düşük bir atletizm seviyesi göreceği için hücumdaki performansının da yukarı çıkabileceğini düşünüyorum. 1-1 savunmada zaten etkili bir isim, takım savunmasına da hızlıca adapte olursa Euroleague’de en çok aranan 3 numara pozisyonu için yıldız seviyesine çıkabilecek bir isim. Yine de ilk etapta işin hücum tarafında ondan üst seviye performanslar beklememek lazım. Lige ve ülkemize ısınması zaman alabilir, ilk kez Avrupa’da forma giyecek. Diğer yandan iş ahlakı ve karakteri çok iyi olan bir oyuncu, bu nedenle de Efes’in genlerine uygun bir transfer olduğunu düşünüyorum.
