2 Temmuz 2024

RESMİ: Karşıyaka, Manisa’dan Russell’ı Kadrosuna Kattı (Analiz)

Ülkemizi FIBA Şampiyonlar Ligi‘nde temsil edecek olan Pınar Karşıyaka, kadrosunu tanıdık bir guard ile güçlendirdi.

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi ekibi, geçen sezon Manisa’da bir önceki sezon da Galatasaray’da forma giymiş Daron Russell ile yeni sezon için anlaştığını duyurdu.

1.80 metre boyunda olan 1998 doğumlu Fatts lakaplı oyun kurucu, geçen sezon BSL’de 27 maçta ortalama 32.7 dakika süre alırken 17.3 sayı, yüzde 30.1 üçlük, 3.1 ribaund, 5.8 asist ve Europe Cup’da ise 9 maçta ortalama 29.2 dakika sahada kalırken 13.2 sayı, yüzde 36.7 üçlük, 3.1 ribaund, 3.1 asist ile katkı vermişti.

EDİTÖR YORUMU:

NCAA’de Rhode Island ve Maryland formalarını giydikten sonra profesyonel kariyerine Avrupa’da başlayan”Fatts” lakaplı skorer oyuncu, Mornar Bar’da parmak ıssırtan performanslara imza atsa da Galatasaray ile birkaç seviye yukarıya çıkınca beklentileri karşılayamamıştı. Sonrasında Manisa’da ise kendi seviyesini buldu ve orada da ne kadar etkili bir skor opsiyonu olduğunu kanıtladı, özellikle koç Demir’in göreve gelmesiyle çok faydalı olmıuştu.

Fatts için doğuştan yetenekli bir skorer diyebiliriz rahatlıkla. Oyunun içinde her anda, her pozisyonda skoru koklayan bir guard. Elit top tekniği, sürati, deliciliği ve atletizmi ile daha ilk dribblingle rakibini geçip zor duruma sokabilen bir oyuncu. Elbette bu artıları ile açık alanda da verimliliği kat ve kat artan tam bir sayı makinesi. Üçlükler tahmin edebileceğiniz hücumdaki en önemli, en değerli opsiyonlarından birisi. Dribbling üstünden kendisine pozisyon yaratabildiği gibi ikili oyunlarda da perdenin durumuna göre mesafe tanımadan gönderiyor şutunu. Ama önemli olan skorer kimliğinden bu kadar çok bahsederken onun aynı zamanda çok iyi bir pasör olduğunu da belirtecek olmamız! Saha görüşü ve pasların netliği üst seviyede. Gerek yarı sahada ikili oyunlardaki pasları gerekse tam sahada geçiş hücumlarında ceza şutlarını çabuk ve keskin paslarla bulması sayesinde her maç sayı-asist departmanlarında double-double potansiyeline sahip. İşin savunma tarafında da çabukluğu genel anlamda en önemli silahı. Rakiplerin dribbling yapmasını zorlaştıran, top çalma konusunda potansiyelli bir guard.

Komple bir skorer olduğunu, ikili oyunlarda da üçlü tehdite sahip olduğunu belirttik ama burada onun verimliliğini düşüren temel konu şut tercihleri oluyor. Evet el yakan şutları, zor şutları kullanmayı çok seviyor ama zaman zaman pozisyonu fazla zorlaması, işi birebir kapışmaya dökmesi hatta ben tek siz hepiniz tarzına çevirmesi şut yüzdesinin düşmesiyle beraber top kayıplarının sayısını da arttırabiliyor. Fiziksel sıkıntılarının hücumdaki yansıması ise yarı saha hücumlarında potaya gittiği anlarda ortaya çıkıyor, trafik içerisinde temas aldığı pozisyonlarda dengede kalmayı başaramıyor genelde. İşin savunma tarafında ise sıkıntı tepe perdelerine çabuk takılmasının yanı sıra artık fizkli guardların sayısının arttığı basketbolda sürekli bir post-up hedefi konumuna gelmesi.

Russell, çok erken seviye atlamaya çalışan ve bunun acısını çeken oyunculara bir örnek oldu. Tabiki bunda Galatasaray’ın da hatası var… Sezon ortasında Adriyatik Ligi’nde düşmemeye oynayan bir takımdan, üstelik Avrupa tecrübesi sadece 6 ay olan bir Amerikalı guard transfer ederseniz beklentinizin çok yüksek olmaması gerekiyordu! Taraflar bu hatadan çabuk dönmüş ve Manisa’da kendisini göstermeyi başarmıştı. Koç Sarıca’nın da böyle skorer guardlarla ne kadar iyi bir ilişki kurduğunu, tempoya dayalı sistemde onlara özgürlük tanıyarak gelişimlerine olan sağlayabildiğini de biliyoruz. Elbette takımın lideri yine McCollum olacak ama Russell da takıma çok önemli bir skor potansiyeli getirecek ki geçen sezon Brown’dan beklenen katkıyı alamamışlardı. Tabi hem Russell hem de McCollum’ı sahada tuttuğunda koç Sarıca’nın takım savunması ve rotasyonlar konusunda ekstra önlemler alması şart, çünkü iki isim de fiziksel dezavantajlarının da etkileriyle oyunun bu tarafında zaaf yaratıyorlar.